Sayfalar

11 Aralık 2010 Cumartesi

17 Udaipur

01.12.2010
Udaipur

Geç kalırım endişesiyle pek uyuyamadım ve 04 gibi kalktım. Kahvaltımı yaptım ve 06 da otelden ayrıldım. Hemen yanaşan bir rikşayla da otobüs yazıhanesine geldim. Otobüs geldi ve 07.40'da hareket ettik. kentin başka bölgelerine de uğrayarak yolcu aldığından ancak 09'da yola çıkabildik. Jodhpur'da geçtiğimiz yerleri de beğendim. Bahçeli yerleşim yerleri oldukça güzeldi. Ancak Udaipur yoluna çıktığımızda işkence başladı. Son derece kötü, tarla gibi bir yol. Daracık ve hep virajlı. Otobüsümüz ise dört teker üstüne yerleştirilmiş bir demir yığını gibi bir şey. Ayarı bozuk bir masaj koltuğundaymış gibi gidiyoruz. Dayanılır gibi değil. Birkaç defa yeter artık diye avazım çıktığı kadar bağırmak istedim. 300 km lik yol tam 8 saat sürdü. Neyse sonunda Udaipur'a geldik. İlk izlenimim güzel bir şehir olduğu yönünde. Otobüsten indiğimde bir rikşacı 20 rupiye eski şehir bölümüne, ünlü Chandpole Bridge tarafına götüreceğini söyleyince düşünmeden bindim. Neden o kadar az bir fiyat söyledi anlamadım. Çok uzun bir yol geçtik. Chandpole Bridge'e geldiğimizde mükemmel bir manzarayla karşılaştım. Venedik benzeri bir yer. Şehir, Picola gölünün içine kurulmuş gibi görünüyor. Her yer otel ve turistik yapılarla dolu. Hiç düşünmeden bütçeme uygun otellerden bir tanesine yerleştim. Yarın akşam Udaipur'dan trenle Mumbai'ye gideceğim. Dolayısıyla gezebileceğim bir tek günüm var. Udaipur için daha uzun bir zaman ayırmak gerektiğinin altını hemen çizmem gerekiyor. Hava kararmıştı. Çıktım. Her yer yabancı turistlerle dolu ve ışıl ışıl. Hemen gölün kenarında güzel bir kafede oturup bir pizza yedim ve vakit geçirdim.

  Udaipur küçük bir Venedik gibi


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder